Hangi Şirket Türü Daha Avantajlı? Hatalı Türde Şirket Kurmuş Olabilir Misiniz?

Hangi Şirket Türü Daha Avantajlı? Hatalı Türde Şirket Kurmuş Olabilir Misiniz?

Hangi Şirket Türü Daha Avantajlı? Hatalı Türde Şirket Kurmuş Olabilir Misiniz?

Hangi Şirket Türü Daha Avantajlı? Hatalı Türde Şirket Kurmuş Olabilir Misiniz?

Bir iş fikriniz varsa ve şirket kurmayı düşünüyorsanız, atmanız gereken ilk adımlardan biri şirket türü seçimidir. Ancak bu aşamada birçok girişimci, hatalı şirket türü seçerek gereksiz maliyetler ve vergi yükümlülükleri ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle Türkiye'de yerleşik olup sadece yurt dışında şirket kurmak ya da yanlış bir şirket türü seçmek bu hatalardan en yaygın olanlarıdır.

Şirket türü seçimi basit bir "neyse parası verelim, en iyisi olsun" yaklaşımı ile yapılacak bir tercih değildir. Zira her şirket türü her senaryo için uygun olmayabilir. Örneğin, şahıs şirketi, yurtdışına hizmet veren bazı sektörlerde daha avantajlı olabilir. Ancak anonim ya da limited şirket daha prestijli gözükse de, her zaman en doğru seçenek değildir. Öyleyse hangi durumlarda hangi şirket türü daha avantajlıdır? Hangi hatalar en sık yapılır ve nasıl önlenebilir?

1. Sadece Yurtdışında Şirket Kurmak

Birçok girişimci, özellikle dijital hizmetler sunanlar (yazılım, tasarım, veri analizi vb.), sadece yurtdışında şirket kurarak Türkiye’deki vergi yükümlülüklerinden kaçınabileceklerini düşünür. Ancak bu yanlış bir varsayımdır. Türkiye’de mukim olan, yani yılın yarısından fazlasını Türkiye’de geçiren biri, gelirlerini Türkiye'de beyan etmek zorundadır. Vergi yasaları, kişinin pasaportuna göre değil, nerede yaşadığına ve faaliyetlerini gerçekleştirdiğine göre uygulanır.

Örneğin, Estonya gibi ülkelerde bir şirket kurup orada vergi ödeseniz bile, Türkiye'de mukimseniz Türkiye'ye para transfer ettiğinizde vergi sorumluluğunuz devam eder. Bununla birlikte, yurtdışına hizmet veren birçok sektörde Türkiye'de sağlanan vergi avantajları vardır. Türkiye, yazılım gibi bazı hizmet sektörlerinde %80'e varan vergi avantajları sunmaktadır. Bu avantajlardan faydalanmadan yurtdışında şirket kurarak vergi yükümlülüklerini sadece o ülkeye taşımak, hem fazla vergi ödemenize hem de Türkiye'de vergi incelemesine girmenize neden olabilir.

Önemli Nokta: Türkiye’de ikamet eden bir kişiyseniz, sadece yurtdışında şirket kurmak vergi yükümlülüklerinizi tam anlamıyla karşılamaz. Türkiye’de elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi Türkiye'de yapılmalıdır.

2. Fatura Kesme Platformları Kullanmak

Son yıllarda fatura kesme platformları, özellikle küçük işletmeler ve freelancerlar için cazip bir çözüm gibi görünmektedir. Bu platformlar, kullanıcılar adına fatura keser ve ödeme alır. Ancak bu uygulama ciddi vergi riskleri taşır. Faturaların sahte veya naylon fatura olarak değerlendirilmesi ihtimali yüksektir. Bu da hem mali hem de hukuki anlamda ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bu platformlar, vergi dairesi tarafından denetim altına alınabilir ve kullanıcılardan izahat istenebilir. Vergi dairesi bu platformları dolaylı bir şekilde vergi kaçırma olarak görebilir. Bunun sonucunda, bu platformları kullanan kişilere ciddi cezalar kesilebilir. Ayrıca, bu platformlar üzerinden fatura kesmek, uzun vadede işinizin ciddiyetini ve kurumsallığını zedeleyebilir.

Öneri: Freelancer ya da küçük bir işletme sahibiyseniz, bu tür platformlardan uzak durarak, yasal bir şirket kurup faaliyetlerinizi bu şirket üzerinden yürütmek daha güvenli bir yöntem olacaktır.

3. Yanlış Şirket Türü Seçmek

Türkiye’de en çok karşılaşılan hatalardan biri, işin niteliğine uygun olmayan bir şirket türü seçmektir. Genelde limited ya da anonim şirketlerin daha prestijli olduğu düşünülerek bu türler tercih edilir. Ancak her iş için limited ya da anonim şirket kurmak maliyetli olabilir ve gereksiz vergi yükümlülüklerine yol açabilir.

Örneğin, yurtdışına yazılım, tasarım ya da veri analizi hizmeti veren kişiler, independent contractor olarak çalışıyorsa, şahıs şirketi kurmak daha avantajlı olabilir. Şahıs şirketi kurmak daha az maliyetlidir, kapatması kolaydır ve vergisel anlamda da bazı avantajlar sunar. Özellikle genç girişimciler için şahıs şirketlerinde vergi yükü oldukça düşüktür.

Şahıs Şirketinin Avantajları:

  • Şahıs şirketi açmak ve kapatmak daha az prosedür gerektirir.

  • Vergi yükü, limited ya da anonim şirkete göre daha düşüktür.

  • Bağkur primleri gider olarak kabul edilir, bu da vergiyi düşürür.

  • Eğitim giderleri gibi bazı masraflar şahıs şirketinde vergi avantajı sağlayabilir.

Anonim ve Limited Şirketlerin Dezavantajları: Anonim ya da limited şirket kurduğunuzda, şirketinize ortak olarak para çektiğinizde de ayrıca vergi ödemek zorunda kalırsınız. Bu, şirket kurma maliyeti ile birleştiğinde toplamda daha fazla vergi ödemenize neden olur. Ayrıca bu şirket türlerinde çeşitli gider kalemleri şahıs şirketlerine kıyasla daha sınırlıdır. Örneğin, bağkur primleri anonim ya da limited şirketlerde gider olarak kabul edilmez.

Örnek Hesaplama

Ayda 300.000 TL gelir elde eden bir şahıs şirketi ile anonim şirketin karşılaştırmasını ele alalım. Şahıs şirketi sahibi, 300.000 TL gelir üzerinden 184.000 TL vergi öderken, anonim şirket bu tutar üzerinden 180.000 TL vergi öder. Ancak anonim şirket kurmanın ve işletmenin maliyetleri göz önüne alındığında, şahıs şirketi genel olarak daha avantajlıdır. Şahıs şirketi için daha düşük açılış maliyetleri ve daha az prosedür vardır. Ayrıca anonim şirketin aksine şahıs şirketlerinde kazandığınız parayı kişisel hesaplarınıza daha kolay çekebilirsiniz.

Sonuç: Kısa vadeli ve bağımsız işler yapıyorsanız, şahıs şirketi kurmak çok daha ekonomik ve pratiktir. Eğer büyük bir yatırım alma planınız yoksa ve sadece yurtdışına hizmet veriyorsanız, limited ya da anonim şirketin size ek bir avantaj sağlamadığını göreceksiniz.

Şirket Türü Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Hususlar

Şirket türü seçiminde sadece vergisel avantajlar değil, aynı zamanda işletmenin büyüme potansiyeli, yatırım alabilme olasılığı, sektörün gerektirdiği prestij gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, yatırımcılar genellikle anonim şirketlerle çalışmayı tercih eder. Ancak bu durum sadece büyük ölçekli işlerde geçerlidir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde ya da bireysel hizmet sağlayıcılar için şahıs şirketi, hem maliyet hem de esneklik açısından daha uygundur.

Anonim şirketler daha çok halka açılma, büyük yatırımcıları çekme gibi hedefleri olan şirketler için uygundur. Ancak bu tür planlarınız yoksa, anonim şirket size gereksiz bir yük olabilir.

Sonuç ve Öneriler

Şirket kurmak ciddi bir karar ve uzun vadeli bir planlamayı gerektirir. Bu nedenle işinize en uygun şirket türünü seçmek, hem mali hem de hukuki açıdan en sağlıklı sonuçları almanızı sağlar. Yanlış şirket türü seçmek, vergi avantajlarından yararlanamamanıza, gereksiz maliyetlere ve uzun vadede işinizi büyütmede zorluklarla karşılaşmanıza neden olabilir.

Şahıs şirketi, küçük ve orta ölçekli işler için genellikle en avantajlı seçenektir. Daha büyük yatırımlar ve halka açılma planları olan şirketler için ise anonim şirket daha uygun olabilir. Ancak her durumda, şirket kurma kararı vermeden önce detaylı bir analiz yaparak, mali müşavirinizle birlikte en doğru tercihi yapmanız önemlidir.

Vergi yükümlülüklerini minimumda tutmak ve işinizi en verimli şekilde yürütmek için işinizin niteliğine ve gelecekteki planlarınıza uygun bir şirket türü seçmelisiniz. Unutmayın, her işin doğası ve büyüklüğü farklıdır. Bu nedenle "en iyisi" diye bir şey yoktur; işinize en uygun olanı vardır.

Eğer şirket kurmayı düşünüyorsanız, mali müşavirinizden profesyonel bir danışmanlık hizmeti alarak tüm avantaj ve dezavantajları değerlendirmeyi ihmal etmeyin.

ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK